Geçtiğimiz
ay dünyanın en büyük gayrimenkul fuarlarından biri olan Cityscape Gayrimenkul
Fuarı Dubai’de gerçekleştirildi. Yüzlerce yeni projenin tanıtıldığı fuarda en
dikkat çeken lansmanlardan biri MAG Group’un Dubai’de yapacağı proje oldu.
MAG222 adını taşıyan bu proje M harfi şeklinde bir binadan oluşuyor. 3.25
milyar AED tutarındaki yatırım mimari ikonlara dolu Dubai’ye bir eser daha
kazandırmayı hedefliyor. Yatırımcı şirketin kendi adının baş harfini taşıyan
konsept, 51 kattan meydana gelecek.
Dünyanın en büyük M harfi şeklindeki yapısı
ünvanını da kazana proje 2017 yılında tamamlanacak. Bir ile dört oda arasında
değişen 550 adet rezidans dairesinin yanı sıra projede sekiz dubleks penthouse
ve çatı katında özel yüzme havuzu bulunan suitler de yer alacak. Her bir
rezidans, proje içinde yer alan kat bahçelerinden sağlık kulübünden, spa, şehir
manzaralı havuzdan yararlanabilecek. Bunun yanı sıra perakende alanları ve
konferans salonu da projede yer alan imkanlar arasında olacak.
Süper yüksek binalar konusunda Çin ile yarış
halinde olan Dubai, küresel ekonomik krizdeki durgunluğun ardından yeniden
yatırımları çekmeye başlamış görünüyor. MAG Group Başkanı Moafaq Al Gaddah,
Birleşik Arap Emirliklerinin hala büyük yatırımlar için çekim merkezi olduğunu
savunarak MAG222’yi hayata geçirdiklerini söylüyor. Al Gaddah, “Dubai yerel,
bölgesel ve uluslarası yatırımcılar için hala büyük fırsatlar sunuyor. Bizim
3.25 milyar AED tutarındaki yatırım için burayı seçmemizin nedeni de bu
26 Kasım 2013 Salı
17 Kasım 2013 Pazar
İsrail'in yeni finans merkezi
Knafo Klimor Mimarlık, İsrail’de bugüne kadar yapılan en
büyük mimarlık ihalelerinden biri olan
Rishon Ayalon yarışmasını kazandı. İsrail’in dördüncü büyük şehri Rishon
LeZion’da yapılacak proje, bölgenin finans merkezini yaratmayı hedefliyor.
Bölgenin yerel öğelerini dikkate alarak hayata geçirilen proje buna ek olarak
modern bir mimarinin yanı sıra istihdam ve iş olanakları da yaratacak. Denize de yakın bir konumda bulunan proje,
otoyol kenarında kalan bu alanı daha etkin değerlendirerek iş ve eğlence merkezleriyle
hareketlendirmeyi planlıyor. Beş dikey kuleden meydana gelecek proje çevresinde
yeşil alanlar da yaratılacak. Otoyol ise başka bir alanda kaydırılarak projeye
ulaşım metroyla sağlanacak. Böylece trafiğin önemli bir kısmı da yer altına
alınmış olacak. 30 bin kişiye iş imkanı sağlaması açısından da İsrail’in
gündeminde olan proje herkesi hedefliyor. Sürdürülebilir enerji kaynaklarının
kullanılacağı projede karbondioksit emisyonunun da minimuma indirilmesi için
teknolojik altyapı hazırlandı. Projede en çok güneş enerjisi kaynaklarından
yararlanıldı.
Çin tarımda dikey tarla ile devrim yapacak
Dünya gündemine yaptığı taklit ürünlerle oturan Çin, bu kez
oldukça farklı bir projeyle gündeme geldi. Eski tarım alanlarının kentsel
dönüşümle yenilendiği ülkede mimarlar dikey tarım alanları ile mimari lugata
geçecek farklı bir projeyi hayata geçiriyor. Javier Ponce Architects (JAPA) tarafından
çizilen ve ‘Geleceğin Projeleri 2013’ ödülünü alan ‘Dikey Tarla’ 18.5 metre
yüksekliğinde olacak. Tarım alanlarını dikey olarak da değerlendirerek daha
fazla verim almayı amaçlayan bu proje eğer başarıya ulaşırsa mimari açıdan
olduğu kadar tarım alanında da bir devrim yaratacak. Her ne kadar Çin dünyada
en büyük tarım alanlarına sahip olsa da bunun sadece yüzde 15’ini
kullanabildiğini gören mimarlar, yerel yönetimleri böyle bir projeyi hayata
geçirmeye ikna etmiş.
1.4 milyon metrekare ile dünyadaki en büyük tarım
alanlarına sahip olan ülkenin bile ekstra alan yaratma çabasında olması Çin’in
üretimden sonraki devriminin tarım alanında olacağına işaret ediyor. Dikey
tarlalar özellikle pirinç üretiminde kullanılacak. Her kata projenin ortasında
bulunan asansörlerle ulaşılacak. Oval şeklindeki katların ortaları ise açık
olacak. Doğal güneşten yararlanacak tarlalarda toprak olmayacak. Projede
tarlaların yanı sıra araştırma labaravutarlarına da yer verilecek tarım
endüstrisine katkı sağlamak için çalışmalar da yapılacak.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)